ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Dairesi (OFAC) Yemen’deki Husilere İran’ın mali yardımının iletilmesini kolaylaştırdığı gerekçesiyle bir kişi ve üç şirkete yaptırım getirdi. Yaptırım getirilenler arasında Türkiye’de bulunan bir şirket de var.
Voice of America’nın haberine göre, yaptırım listesine alınanlar arasında ikisi Yemen’de biri Türkiye’de olmak üzere üç döviz merkezi bulunuyor. Açıklamada, bu kişilerin İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı olduğu belirtilen ve 2021’den bu yana ABD’nin yaptırım listesinde bulunan Said El Cemal adlı bir kişinin talimatıyla Husilere milyonlarca doların aktarılmasını sağladığı kaydediliyor.
Merkezi Türkiye’de bulunan Al Aman Kargo İthalat İhracat ve Nakliyat Limited Şirketi’nin de Husilerin İranlı finansörleri tarafından gönderilen para için aracı konumunda olduğu ifade ediliyor.
Bu şirketin ABD’nin yaptırım listesinde yer alan Yemen’deki Al Alamiyah Express adlı bir şirketle Türkiye’den fonların Husiler ve Said El Cemal şebekesi adına aktarılması için çalıştığı belirtiliyor.
‘MİLYONLARCA DOLAR TÜRKİYE ÜZERİNDEN AKTARILIYOR’
ABD’nin yaptırım listesine aldığı isimlerden biri de Nabil Ali Ahmed Al Hadha. Bu kişinin Türkiye’deki hesapları üzerinden milyonlarca doların Yemen’deki Husi bağlantılı hesaplara aktarıldığı; bu fonların Yemen merkezli ve Husilerin kontrolünde bulunan Al Rawda şirketi tarafından Yemen riyaline çevrildiği ifade ediliyor.
Al Rawda şirketinin, İran’ın sağladığı milyonlarca doları Türkiye üzerinden Said El Cemal şebekesi adına Yemen’e aktardığı ve bu fonların da daha sonra Husi bağlantılı şirketlere iletildiği belirtiliyor.
Yaptırım kararı kapsamında bu kişi ve şirketlerin ABD’de bulunan mal varlıkları da donduruldu.
Yemen’de İran’ın desteklediği belirtilen Husiler, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından Gazze’ye İsrail’in harekat başlatmasından sonraki süreçte saldırıları arttırdı. Husiler, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde uluslararası taşımacılık yapan gemileri insansız hava araçları ve füzelerle hedef alıyor.
Husilerin artan saldırıları sebebiyle bazı taşımacılık şirketleri ya faaliyetlerini askıya aldı ya da bazı gemiler Afrika’daki Ümit Burnu gibi daha uzun rotaları kullanmak zorunda kaldı.