Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi uzmanı Operatör Doktor Fırat Emin Özdemir, kış aylarında vatandaşların sıkça maruz kaldığı düşme ve yaralanmalar hakkında açıklamalarda bulundu.
Özdemir yaptığı açıklamada,”Öncelikle çevreye bağlı sonra da kişiye bağlı risk faktörleri olarak 2 ana başlık altında özetlene bilir Çevreye bağlı faktörler, örneğin zeminin eğimli olması, zeminin kaygan olması kaygan olması derken zemine bir şey dökülmüş olması veya zeminin buzlu olması.
Kişiye bağlı faktörlerdense kişinin herhangi bir denge problemi olması, Nöromusküler bir hastalığının olması, örneğin parkinson, alzheimer, kişinin yaşlı olması ki bu bazı kasların çalışmasında bir problem oluşturmaktadır.
Nöromusküler hastalıklar doğuştan olacağı gibi sonradan edinmişte olabilir. Aynı zamanda yaşlılık tek başına düşme için bir risk faktörü olup antigravite kaslarının iyi çalışmamasına bağlı olarak ve santral sinir sistemiyle Periferik sinir sistemi arasındaki ilişkinin kısıtlı veya tamamen kopması sonucunda düşmeye bağlı risk faktörü oluştura bilir” ifadelerini kullandı.
“ÖNCELİKLE AYAKKABI SEÇİMİ HER ŞEYDEN DAHA ÖNEMLİ”
Dikkat edilmesi gerekenlerin altını çizen Operatör Doktor Fırat Emin Özdemir şunları söyledi:
”Örneğin kar yağdı, yerler buz oldu. Öncelikle ayakkabı seçimi her şeyden daha önemli. Nasıl ki kışın araçlarımıza kış lastiği taktırıyoruz. Ayakkabıyı da bizim kış lastiğimiz olarak düşünebiliriz. Nasıl bir ayakkabı seçeceğiz hususunda ise öncelikle ayakkabı çok ağır olmayacak. Ayakkabı ağır olursa ayak onun dengesini sağlamak için ekstra efor sarf edecektir. Bu nedenle biz hekimler, ağır ayakkabı istemiyoruz. Ayakkabı tercihen hafif olup tabanı kaygan değil dişli olacak. Kış lastiklerinde de görmüşsünüzdür. İyi lastik seçiminde lastik tabanının dişli olması, lastiğin pürüzlü olması gibi. Ayakkabıda da bu böyledir. Herhangi bir burkulmaya karşı da ayakkabının taban bileğini sarması lazım. Yani kışlık ayakkabı alırken ayakkabının ayak bileğini sarması, hafif olması ve tabanının bol çıkıntılı pürüzlü olması biz hekimler için tavsiye niteliğindedir.”
Öte yandan Op. Dr. Özdemir, Kıyafet seçerken hareketleri çok fazla kısıtlamayacak kıyafetler seçmeye özen gösterilmesi uyarılarında bulundu.
“’ELLERİMİZ CEBİMİZDE OLMAYACAK”
Kaygan zeminlerde nasıl yürünmesi gerektiği hakkında da bilgiler veren Op. Dr. Özdemir, ”Yürürken öncelikle ellerimiz cebimizde olmayacak. Ellerin açık olması bizim dengemizi sağlayan hareketlerdir. Herhangi bir denge kaybında eğer ellerimiz cebimizde kayar ya da yürürsek buzda kaydığımızda dengemizi sağlamak için herhangi bir ekstremitemiz görev yapamayacaktır. O yüzden eller dışarıda olacak ve üşüyorsak ellerimize eldiven giyeceğiz. Mümkünse eğimli ve yana yatık zeminlerden kaçınacağız. Tercihen düz yüzeylerden yürümeye çalışacağız ve yürüdüğümüz alanın sürtünme kat sayısının fazla olmasını istemekteyiz. Yani Pürüzsüz bir mermer yüzeydense asfalttan veya daha pürtüklü bir zeminden yürüyeceğiz” dedi.
“ETRAFI ÇOK FAZLA KARARTAN GÖZLÜKLERDEN UZAK DURACAĞIZ”
Operatör Doktor Fırat Emin Özdemir son olarak şunları söyledi,
“’Bahsettiklerim dışında eğer güneş gözlüğü kullanıyorsak, gözlüğümüzün etrafı çok karartmamasına dikkat edeceğiz. Çünkü yürürken buzlu zeminlere bakmamız gerekecek. Neresi buz tutmuş, neresi buz tutmamış, onu iyi gözlemlememiz gerekiyor ki riski baştan ortadan kaldıralım. Etrafı çok fazla karartan gözlüklerden uzak duracağız. Denge problemi olanlar, daha yaşlı büyüklerimiz için de yardımcı ekipmanlardan baston ve buna benzer kaydırmayacak destekler kullanılabilir” dedi.